Efendim merhaba,
İzmir’de tam Temmuz sıcaklarını yaşarken, artık kışlıkların kalkmasına kanaat getirip onları özenle vakumlu hurçlara kaldırmışken birden bire kış aylarına geri dönüş yapmış bulunmaktayız!
İzmir in havasına güven olmaz denir ya çok doğru.
Bir anda göz gözü görmez olur, delicesine yağmur yağar ama bir saat sonra hava öyle bir açar ki güneş çıkar o yolları kurutur ve o anda şehre giren bir kişiye 1 saat önce burada delicesine yağmur yağdığını anlatamazsınız size öylece bakar:)
Ama havalar her ne kadar soğuk olsa da sebzelerimiz pazarlarda mevsime uygun olarak tezgâhlarda yerini alıyor çok şükür:)
Evimizde bolca enginar ve iç bakla pişiyor.
Gerçi bu resim de geçen yıldan çekilmiş resim bu seneye kalmıştı.
Ben iç baklaların kabuklarını soyuyorum ancak çok körpe yeni çıkmış olursa kabuklu pişiriyorum ama onun dışında genelde kabuklarını çıkarıyorum.
Bu tarifte de öyle yaptım. Siz nasıl arzu ederseniz o şekilde pişirebilirsiniz.
Eğer hala pişirmediyseniz enginarın vakti geçmeden pişirin bu sağlık kaynağı sebzeyi ihmal etmeyin.
Malzemeler
• 500 gr iç bakla
• 5 adet enginar çanağı
• 1 adet büyük boy kuru soğan
• 1 diş sarımsak
• 1/2 limon suyu
• Dereotu
• Zeytinyağı
Yapılışı
1. İç baklaları 3-5 dk. kadar haşlayalım
2. Kabuklarını soyalım
3. Kuru soğanı incecik kıyalım
4. Enginarlarımız kabuklu ise kabuklarını temizleyip çanak olarak hazırlayalım ve onları da 4 de bölelim ( enginarlarımızın kararmaması için onları limonlu ya da limon tuzu erittiğimiz suda bekletelim )
5. Tenceremize zeytinyağımızı ve soğanımızı alalım ve bir iki çevirelim
6. Hemen üzerine iç baklalarımızı ve sarımsağımızı ekleyelim biraz daha çevirip soğan ve sarımsağın aromasını almasını bekleyelim
7. Üzerine enginarlarımızı ekleyelim
8. Bir miktar su, tuz, bir çimdik tozşeker ve limon suyunu ekleyip tenceremizin kapağını kapatalım ve pişmeye bırakalım.
9. Enginarlarımız piştikten sonra ocağın altını kapar kapamaz kıydığımız dereotlarını hemen yemeğin üzerine serpelim ve kapağımızı kapatalım.
10. Tercihinize göre soğuk ya da sıcak olarak servis yapalım.
Afiyet olsun,
Figen Karavaş